HDR (High Dynamic Range) günümüzde satılan birçok TV ve monitörde yer alan, giderek yaygınlaşan bir özellik. Görüntü kalitesini önemli ölçüde artırabilen HDR, bir ekranın daha yüksek parlaklık, daha iyi kontrast ve daha canlı renklere sahip görüntüler üretmesini sağlıyor. Başka bir deyişle, görüntülerin daha yoğun bir şekilde görüntülenmesine imkan tanıyor.
HDR artık düşük bütçeli modeller hariç televizyonların çoğunda ortak bir özellik haline geldi, gelişmiş monitörlerde de yer almaya başladı. Ancak HDR performansı modele bağlı olarak büyük farklılıklar gösterebiliyor. Bir ekranın HDR destekli olduğunun belirtilmesi bu özellikten gerçekten yararlanabileceği anlamına gelmiyor. İyi şekilde HDR içerik deneyimi elde etmek için sertifikaları kontrol etmenizde yarar var.
Bugün yüksek dinamik aralık ekran teknolojisi hakkında tüm ayrıntıları bir araya getirmeye çalışacağız. HDR destekli ekranlar ve HDR formatları hakkında bilmeniz gereken her şeyi önünüze sereceğiz. HDR formatlarına geçmeden önce, görüntü teknolojileri hakkında fazlaca detay göreceksiniz.
HDR Nedir?
Yüksek Dinamik Aralık anlamına gelen HDR, görüntü ve video içeriğinde, ekran panellerinde ve grafik oluşturmada kullanılan, ışık ve rengin maksimum-minimum değerleri arasındaki farkı artıran teknolojileri tanımlamak için kullanılmakta. High Dynamic Range, HDR kodlu içerikleri oynatırken bir TV veya monitörün gelişmiş kontrast seviyeleri üretmesini sağlayan bir ekran teknolojisi. HDR sayesinde bir görüntünün parlak öğeleri daha parlak, karanlık öğeleri daha karanlık görünecek şekilde ayarlanabiliyor.
Dinamik aralık olarak da adlandırılan bu fark, maksimum değerin minimuma kıyasla kaç kat daha yüksek olduğunu gösterir. Örneğin, monitörün aydınlatması söz konusu olduğunda dinamik aralık kontrast oranını (maksimum parlaklığın minimum parlaklığa bölünmesi) ifade eder.
Ekranlarda kullanılan bu teknikler görüntü kalitesini artırır ve HDR aktif olduğunda fark gözle görülür düzeydedir. İnsan gözü doğru koşullar altında ışığı geniş bir kontrast oranıyla ayırt edebilir.
HDR teknolojisi, karanlık veya aydınlık alanlarda kaybolacak ince ayrıntıların korunmasına yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra, ekranda görülen renklerin derinliğini ve aralığını da iyileştirebiliyor. Statik görüntüler, filmler ve işlenmiş grafikler, yüksek kaliteli bir HDR ekranda sunulduğunda çok daha iyi görünmekte.
HDR genellikle SDR (Standard Dynamic Range, Standart Dinamik Aralık) olarak adlandırılan standart teknolojiden daha pahalıdır. Bunun nedenine gelince, HDR destekli ekranları üretirken daha karmaşık veya üretimi daha zor parçalar kullanmak gerekir. Ayrıca işlenmesi ve aktarılması gereken daha fazla miktarda veri kullanılır.
HDR’nin gelişmiş kontrastı daha görünür ayrıntılar, speküler vurgular ve gölgelerdeki gerçekçi yoğunluk ile ek bir derinlik hissi yaratmakta. Okyanusta parıldayan güneş ışığının yer aldığı bir sahne buna iyi bir örnek olabilir. Böyle bir görüntü kesiti HDR olmadan kaybolan ayrıntılar ve kaybedilen vurgularla nispeten donuk görünebilir. Diğer taraftan, HDR’nin sağladığı genişletilmiş aralık sayesinde görüntüler daha keskin ve daha canlı sunulabilir. Yansıyan ışık, aynı anda hem daha parlak hem de daha ayrıntılı görünebilir.
HDR için parlaklık seviyeleri nit adı verilen bir birimle ölçülmekte. Bir TV ne kadar fazla nit üretebilirse, HDR vurguları o kadar parlak görünebilir. Genel olarak, çoğu HDR film ve TV programı maksimum 1.000 ila 4.000 nit göz önünde bulundurularak hazırlanıyor.
HDR videolar teknik olarak 10.000 nit’e kadar ulaşabiliyor ulaşabilmesine, ancak biz son tüketicilerin elindeki ürünler bu kadar yüksek değerlere çıkamıyor. Premium HDR TV’lerin çoğu şu anda 1.000 ila 3.500 nit civarında maksimuma ulaşırken, orta seviye modeller 700 ila 1.000 nit ve giriş seviye ürünler yaklaşık 400 ila 700 nit arasında dolaşıyor.
Geniş Renk Gamı Nedir, Neden Önemli?
HDR genellikle Geniş Renk Gamı (Wide Color Gamut, WCG) adı verilen ve bir TV’nin genişletilmiş bir renk yelpazesi üretmesini sağlayan başka bir ekran özelliği ile birlikte sunulur. WCG ve HDR teknik olarak iki ayrı şey lakin birbiriyle bağlantılı. HDR’de bir video hazırlanırken neredeyse her zaman geniş bir renk gamı kullanılır, bu nedenle WCG genellikle HDR teknolojisinin bir parçası olarak kabul edilir.
WCG kullanıldığında HDR videolar Rec. 2020 adı verilen bir renk alanı içinde kodlanır, ancak çoğu HDR film ve TV programı aslında DCI-P3 adı verilen daha dar bir standart için derecelendirilir. DCI-P3, modern dijital sinema projeksiyonu için kullanılan renk aralığıyla aynıdır, Rec. 2020 ise bundan daha da geniş bir aralık sunabilir.
Nihayetinde, HDR ve WCG teknolojileri sinemalarda gördüğünüz geniş renk aralığını evinize kadar getiren iki önemli çözüm.
HDR ve SDR Arasındaki Fark Ne?
En basit haliyle açıklayacak olursak, Standart Dinamik Aralık (Standard Dynamic Range) dediğimiz şey, HDR teknolojisinden yoksun olarak yıllardır kullandığımız standart ekran teknolojisi. İlk tüketici HDR ekranları 2015 yılında piyasaya çıkmadan önce, TV ve monitörler SDR özellik setine uyacak şekilde üretiliyordu.
SDR ekranlar ve içerikler maksimum 100 nit’lik parlaklık değeri düşünülerek tasarlanmakta ve genellikle Rec. 709 adı verilen sınırlı bir renk gamı için üretiliyor. Çoğu HDR videoda kullanılan DCI-P3 renk alanıyla karşılaştırıldığında Rec. 709 çok daha kısıtlı renk gamı sunmakta.
Özetle, SDR ekranlar HDR’ye kıyasla daha dar renk aralığına sahipken daha loş ve düşük kontrastlı görüntüler üretebiliyor. Yani bir filmin veya TV programının SDR versiyonu, HDR muadiline kıyasla genellikle daha basit görünecektir.
Günümüzde hala HD ve 4K çözünürlükte SDR TV’ler üretilmekte, yani halen rafa kalkmış değil. Diğer yandan HDR uyumlu tüm ekranlar ise SDR sinyallerini doğru şekilde görüntüleyebiliyor. HDR giderek ucuzlasa da halen pahalı diyebiliriz. SDR ise kablo, uydu, canlı TV akışı ve havadan yayınlar için benimsenen, halen varlığını koruyan standart.
HDR vs. SDR
HDR destekli ekranların avantajlarını sıralayacak olursak:
Daha Geniş Dinamik Aralık
HDR TV’ler görüntünün parlak ve karanlık kısımlarını ayrıntıları bozmadan gösterebilir. Örneğin, gün batımı gibi karmaşık bir sahneyi ele alalım SDR TV, gölgeleri (görüntünün daha karanlık kısımları) ezmeden veya vurguları (görüntünün daha parlak kısımları) kaybetmeden sahneyi olduğu gibi gösteremez. Soldaki SDR TV güneşin dış hatlarını bozarken, sağdaki HDR TV güneşi çok daha iyi bir şekilde gösterebiliyor. SDR TV’ler genellikle 6 bit veya 8 bit ekranlara sahipken, HDR TV’ler genellikle 10 bit veya 12 bit ekranlara sahip.
HDR TV’nin yüksek kaliteli paneli (SDR TV’nin daha düşük kaliteli ekran paneline kıyasla) daha yüksek parlaklık ve daha geniş parlaklık aralığı sağlayabiliyor. Bu sayede iki ayrı görüntü bölümünün ayrıntıları ve renkleri bozulmuyor, geçiş daha net oluyor, sahnedeki hem parlak güneş hem de gölgeler sağlıklı şekilde gösterilebiliyor.
Daha Yüksek Parlaklık
Bahsettiğimiz gibi, HDR destekli ekranlar daha yüksek parlaklık seviyelerine ulaşabiliyor. Bu sayede görüntüleri gerçek hayatta gördüğümüze daha yakın şekilde görebiliyoruz. Örneğin, güneşin parladığı bir sahnede HDR TV’ler ekranın parlaklık seviyesini, gözlerimizin gerçek hayatta göreceğine benzer şekilde son derece yüksek seviyelere çıkarabilir.
Daha Geniş Renk Gamı
Geniş Renk Gamı konusunu zaten anlatmıştık. WCG’ye sahip TV’ler, WCG olmayan bir TV’ye göre daha fazla renk görüntüleyebilir. Örneğin bir sahnedeki kırmızı renk tonu daha doygun olabilir, daha derin yeşiller görebilirsiniz.
HDR Meta Verisi Nedir?
Bir HDR sahnesi meta verilerle birlikte gelmekte. Özetle meta veriler, görüntüleme cihazının içeriği en uygun şekilde göstermesine yardımcı olan bir dizi bilgi kaynağı. Meta veriler RGB renk birincilleri, beyaz nokta, parlaklık aralığı, MaxCLL (Maksimum İçerik Işık Seviyesi) ve MaxFALL’dan (Maksimum Kare-Ortalama Işık Seviyesi) oluşuyor.
İki tür HDR meta verisi var: Statik ve Dinamik. Statik HDR meta verileri, renk aralığı ve parlaklık seviyelerinin bir video dosyasındaki tüm sahneler ve kareler için aynı kaldığı anlamına geliyor. Tüm videonun ton eşlemesi sabit kalıyor. Ancak gerçek hayatta her sahne farklı renk aralıklarına ve parlaklık seviyelerine sahip olabilir. Dinamik HDR meta verileri işte bu noktada devreye giriyor. Dinamik HDR meta verilerine sahip videolarda ton eşlemesi sahneden sahneye veya kareden kareye değişiyor ve bu şekilde gerçek hayat senaryoları doğru bir şekilde tasvir edilebiliyor.
HDR Desteği ve İçerikler
Disney Plus gibi yayın hizmetleri, uyumlu TV’ler ve medya oynatıcılar aracılığıyla HDR kalitesinde programlar sunuyor. HDR videoları izlemek için HDR özellikli bir ekrana ve HDR kodlu içeriğe ihtiyacınız var. Birinden biri olmazsa HDR’nin nimetlerinden faydalanamazsınız.
İçeriği oynattığınız her cihaz HDR destekli olmalı. Misal olarak videoyu TV kutusuyla izliyorsanız onun da desteklemesi şart. Medya oynatıcınızı bir AV alıcısı veya soundbar aracılığıyla TV’nize bağlarsanız, bu bileşenlerin HDR geçişini desteklemesi gerekli. Aynı şekilde, tüm cihazların birinci sınıf ve ultra yüksek hızlı HDMI kablolar ile çalıştırılmasını öneriyoruz.
HDR videolar Disney Plus, Netflix, Hulu ve Amazon Prime Video dahil olmak üzere tanınmış yayın hizmetlerinin tümünde mevcut. HDR ayrıca çoğu 4K Ultra HD Blu-ray diskte de kullanılır. Bazı canlı spor etkinlikleri de belirli sağlayıcılar aracılığıyla HDR olarak gösterilebiliyor. Ancak kablo, uydu ve canlı TV yayınlarının büyük çoğunluğu hala SDR olarak sunuluyor.
HDR Formatları: HDR10, HDR10+, Dolby Vision ve HLG Farkı Ne?
Bize sunulan dört ana HDR içerik formatı var: HDR10, HDR10+, Dolby Vision ve HLG.
HDR10 en temel ve yaygın HDR formatı. Tüm HDR TV’lerde desteklenmekte, ayrıca tüm 4K Ultra HD Blu-ray disklerde ve HDR içerikli akış uygulamalarında standart HDR formatı olarak kullanılmakta. Başka bir deyişle, daha gelişmiş HDR formatlarının eklenebileceği bir HDR temel katmanı olarak düşünülebilir.
HDR10 videoları 10.000 nit’e kadar en yüksek seviyeye çıkarılabilir, ancak çoğu HDR10 içeriği 1.000-4.000 nit için derecelendirilmiştir. HDR10 videoları “statik meta veri” adı verilen bilgilerle kodlanır. Bu meta veriler bir ekrana hangi renklerin gösterileceğini ve ekran görüntülerinin ne kadar parlak görünmesi gerektiğini söyler. Statik meta veriler, her bir sahne yerine yalnızca videoyu bir bütün olarak ele alan bilgiler sağlayabildiği için biraz sınırlıdır.
Bir HDR10 film meta verilerinin gerektirdiği tüm parlaklık ve renk aralığını destekleyemeyen HDR TV’de oynatılıyorsa, ekranın vurguları ve renk hacmini kendi yetenekleri dahilinde ölçeklendirmek için kendi kendine uyum sağlaması gerekir. Bu tür ayarlamalar “ton eşleme” olarak adlandırılır ve ekran üreticileri ton eşlemeyi farklı şekilde kullanabilir.
Özetleyecek olursak içeriğin gereksinimleri ve ekranın sundukları birbiriyle uyumlu olmayabilir. Ton eşlemesi içeriği oluşturanların amaçladığıyla aynı düzeyde gerçekleşmeyebilir. Böyle durumlarda HDR10 videolardaki belirli sahneler kötü ve çok karanlık görünebilir. İşte bu noktada Dolby Vision ve HDR10+ devreye giriyor.
Dolby Vision ve HDR10+’ın her ikisi de “dinamik meta veri” HDR formatları. Bu da HDR parlaklık ve renk bilgilerinin sahne sahne, hatta çekim çekim detaylandırılabileceği anlamına geliyor. Sonuç olarak Dolby Vision ve HDR10+ videoları TV’ye daha ayrıntılı ton eşleme talimatları sağlayabilir, böylece içerik oluşturucuların amacı daha doğru bir şekilde gerçekleştirilir. Bu formatlar her zaman değil, belirli TV’lerde, disklerde ve akış hizmetlerinde destekleniyor.
Son olarak HLG’ye geçecek olursak, bu TV yayınları kullanılan bir HDR formatı. HLG meta verileri kullanmıyor ve SDR ekranlarla geriye dönük uyumlu. Nitekim yayıncılar tüm herkese HLG sinyali gönderebilirken, hem SDR hem de HDR TV’lerde doğru içerikler sunabiliyor. Bir HDR TV yayını SDR TV’ye bahsettiğimiz diğer HDR formatlarından herhangi biri kullanılarak gönderilirse, hatalı renkler ve kontrastla görüntülenir.
HDR10 vs HDR10+ vs Dolby Vision
Üç ana HDR formatını karşılaştırıyorsak renk derinliği, parlaklık, ton eşleme ve meta veriler dahil olmak üzere bakmamız gereken dört temel şey var. Söylediğimiz gibi HDR10 bu üç format arasında en temel olanı ve çok sayıda monitör/TV tarafından destekleniyor.
Dolby Vision ve HDR10+ daha gelişmiş formatlar. Bazı ürünler HDR10+ veya Dolby Vision desteğine sahipken, bazı TV’ler her ikisini de destekleyebiliyor.
Şöyle kısa bir özet geçip sonra farklara tablo halinde bakabiliriz. HDR10 çok yaygın ve HDR için açık standart. HDR10+, HDR için telif içermeyen daha gelişmiş bir standart. Dolby Vision ise Dolby tarafından yapılan tescilli bir standart.
HDR10 | HDR10+ | Dolby Vision | |
Bit Derinliği | İyi (10-Bit) | Çok İyi (10-Bit) | En İyisi (12-Bit) |
Minimum Zirve Parlaklık | İyi | İyi | Çok İyi |
Maksimum Zirve Parlaklık | Çok İyi (4.000 nit) | Çok İyi (4.000 nit) | Mükemmel (10.000 nit) |
Ton Eşlemesi | İyi (TV markasına göre değişebilir) | Daha İyi | En İyisi |
Metadata | Statik | Dinamik | Dinamik |
TV Desteği | Çok yaygın | Yaygın | Yaygın |
İçerik | Yaygın şekilde bulunabilir | Daha az yaygın, ancak iyi seviyede | Sınırlı, genişlemeye devam ediyor |
Dolby Vision, HDR10+’dan Daha mı İyi?
Dolby Vision ve HDR10+, HDR10’a kıyasla aynı temel avantajları sunuyor ve her iki formatın da diğerine göre büyük bir teknik avantajı yok. Ancak Dolby Vision, endüstri desteği söz konusu olduğunda küçük bir avantaja sahip. Büyük TV markaları genellikle Dolby Vision özellikli TV satarken, HDR10+ desteği çok az daha alt seviyede.
Her HDR Aynı Değil
Çoğu 4K ve hatta bazı HD TV’ler belirli düzeyde HDR desteğiyle geliyor. Ancak performans, daha ucuz modeller ile daha pahalı ekranlar arasında önemli ölçüde farklılık gösterebiliyor. En iyi HDR performansını istiyorsanız, OLED TV veya yerel karartma ile genişletilmiş renklere sahip bir LED ekran satın almakta yarar var.
Bu özelliklere sahip LED TV’ler genellikle QLED, Neo QLED veya QNED olarak markalanmakta. Adı geçen ekran seçeneklerinin tümü, HDR oynatma avantajlarını gerçekten göstermek için gerekli kontrast kontrolü, en yüksek parlaklık ve renk özellikleri sunuyor.
Oyunlar HDR Destekliyor mu?
HDR oyun deneyimi PS4, PS4 Pro, PS5, Xbox One X/S, Xbox Series X, Xbox Series S ve bazı uyumlu bilgisayarlarda mevcut. Ancak Marvel’s Spider-Man gibi sadece belirli oyunlar doğal HDR çıkışı verecek şekilde tasarlanmakta.
Windows PC’ler, Xbox Series X ve Xbox Series S, HDR10 ve Dolby Vision formatlarını kullanan oyunları destekleyebilirken, PS5 şu anda yalnızca HDR10 ile sınırlı. Bilgisayar kullanıyorsanız, HDR oyunları düzgün bir şekilde görüntülemek için HDR’yi destekleyen bir işletim sistemine, monitöre ve ekran kartına ihtiyacınız var.
HDR10 | HDR10+ | Dolby Vision | |
PS4/PS4 Pro | Evet | Hayır | Hayır |
PS5 | Evet | Hayır | Hayır |
Xbox One | Evet | Hayır | Evet |
Xbox Series X/S | Evet | Hayır | Evet |
Nintendo Switch | Hayır | Hayır | Hayır |
PC (Donanıma Bağlı Olarak) | Evet | Evet | Evet |